yönetİŞİM

Cumhuriyetin ilk yıllarında iç politikada çeşitli adımlar atılırken, uluslararası sisteme uyum sürecine de devam edildi.

Türkiye Cumhuriyeti ve kurucu kadroların, ilk elde ettiği ve dünyanın ileri gelen ülkeleri tarafından ilk tanınan ayrıcalığı, kanunlarla belirli olan bölgede yönetim hakkı olsa da bu yönetim şekli ve yönetim kolları günümüze kadar süren bir değişimin de konusu oldu.

1921 yılında kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye Kanunu sonrasında kabul edilen 1924 Anayasası ile Hilafet kaldırıldı ve “Devletin Resmi Dini İslamdır” ibaresi yerine, laiklik ilkesi kabul edildi. İki yıl sonra 17 Şubat 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun ile kadın erkek eşitliği sağlanırken, 5 Aralık 1934 günü Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi.

1950’de tek parti sisteminden çoklu parti sistemine geçilirken, Cumhuriyet art arda önce Birleşmiş Milletler, sonra da Kuzey Atlantik Paktı’na (NATO) kurucu üye olarak, Batı demokrasilerinin arasında yer aldı. Halk oyuna sunulan ilk anayasa olan 1961 Anayasası ile iki kademeli meclis sistemine sahip olan yönetim biçimi, 1980 Askeri Darbesi’nin ardından yürürlüğe giren 1982 Anayasası’na kadar devam etti.

Kurulduğundan 2017 yılına kadar parlamenter yönetim sistemin benimsendiği Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetişimsel olarak en büyük değişikliği 2017 yılında gerçekleşti. 16 Nisan 2017 gününde gerçekleşen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulamaya başlanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde, Cumhurbaşkanı tarihte ilk kez halk oylamasıyla seçildi.

Turn your mobile phone
to vertical view
for a better experience.