toplumsal SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Cumhuriyetin ilanı ile başlayan süreç, yeni bir toplum inşası olarak yürütüldü. Eğitim ve araştırma kurumlarının sayısı hızla artırıldı.

*Atatürk, Adana'da İsmet Paşa Kız Enstitüsü ziyaretinde. (1937)

Toplam Nüfus
85.279.553
(İlk nüfus sayımı 1927’de, 13.649.945 kişi)
13.649.945
1927
85.279.553
2022
Toplam Sağlık Kurumu Sayısı (2021)
34.941
(1967’de 664 sağlık kurumu)
664
1967
34.941
2021
Toplam İlkokul Sayısı
24.519
(1923’te 4.894)
4.894
1923
24.519
2022
Kütüphane Sayısı
49.537
(1945’te 61 Halk Kütüphanesi)
61
1945
49.537
2022

*Yıl belirtilmedikçe tüm veriler, 2022 yıl sonu verilerine göre hazırlanmıştır.

toplumsal kalkınma

Cumhuriyetin ilanının ardından, eğitim alanında bilim ve akılcılık değerleri esas alındı.

Cumhuriyetin ilanı ile başlayan süreç, siyasal olarak yeni bir ulus devletin kurulmasının yanında, yeni bir toplum inşası olarak da yürütüldü. Bu kapsamda, belirlenen Cumhuriyet İlkeleri, sadece ekonomik veya siyasi özgürlüğü değil, toplumsal özgürlüğü de hedefliyordu. “Fikri Hür, Vicdanı Hür” Cumhuriyet nesilleri için, toplumun ve günlük hayatın her alanına yayılan bir kalkınma şarttı.

Yeni Cumhuriyet, bunun en iyi yolunun eğitim ve araştırma kurumları olduğunu düşündü. Henüz Cumhuriyet ilan edilmeden, 13-18 Temmuz 1921’de Ankara’da toplanan Maarif Kongresi’nde, yeni neslin öğretmenlerin eseri olacağı açıklandı. 1924 yılındaki Tevhidi Tedrisat Kanunu ile tüm eğitim sistemi merkezileştirilirken, Latin Alfabesi ile eğitim, çok kısa zamanda ülke çapında yayıldı.

Kuruluşta var olan 4.894 ilkokul, 43 lise ve sadece 1 üniversite sayısı hızla arttı. İstanbul Hukuk Fakültesi (1925), Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi (1936), Yüksek Ziraat Enstitüsü (1933), Milli Musiki Temsil ve Temsil Akademisi, İstanbul İktisat Fakültesi (1934), Ankara Tıp (1937) yeni ülkenin ilk avukatlarını, bilim insanlarını, yüksek memurlarını, sanatçılarını, doktorlarını yetiştirdi. Türk Tarih Kurumu (1931) ve Türk Dil Kurumu (1931) ulus ve toplum bilincini yükseltmekte büyük başarı sağladı.

Bu dönemde aydın bir toplum yaratma amacıyla hayata geçirilen “çeviri hareketiyle”, dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in öncülüğüyle sadece edebiyat değil, iktisattan felsefeye kadar birçok konudaki dünya klasiği olmuş eserlerin Türkçe’ye kazandırılması, kayda değer bir gelişme oldu. Cumhuriyetin ilk döneminde alanlarında başarılı olduğu düşünülen birçok genç bilim insanı, sanatçı ve mühendis, yurt dışına eğitime gönderildi, sonrasında ülkelerine geri dönerek bilgileri paylaşmaları sağlandı.

76.593.361
Okuryazar Sayısı
(2022)
%97,6
Okuryazar Oranı
(2022)

Şekil değiştirerek 1940 yılından 1954 yılına kadar varlığını devam ettiren Köy Enstitüleri, özellikle kırsal bölgelerdeki okulların toplum yaşam merkezi haline getirilmesi ve kırsal kalkınmanın eğitim ile başlamasını hedefledi. Bu süre içinde ülkenin en parlak sanatçılarını, edebiyatçılarını ve bilim insanlarını çıkaran bu proje, tarıma dayalı nüfusun azalması ile yerini daha şehirli bir eğitim sağlayan Maarif Kolejleri’ne bıraktı. 1975 yılında Anadolu ve Fen Liseleri adını alan bu kurumlar, dünyaya açılan Türkiye’nin de hastanelerini, fabrikalarını, üniversitelerini, sanat alanlarını dolduran uzmanların geldiği en önemli kaynak oldu.

1980’lerin başından itibaren dünyada açılan ve küresel ekonomik düzen ile entegre olmaya başlayan Türkiye, yabancı dil bilen genç neslin, şehirli orta sınıfın ve satın alım gücünün artmasıyla kültürel ve düşünsel anlamda da dünya, özelikle Batı’yı takip eder hale geldi. Önce devlet televizyonu, sonrasında da 90’lı yıllardan itibaren özel televizyon kanallarının yaygınlaşmasıyla, çağdaş birçok kavram ve yaklaşım giderek hâkim kültür olmaya başladı.

2000’li yıllar, önceki dönemde sadece büyük şehirlerde ve sadece belli bir sosyo-ekonomik sınıf tarafından sürdürülen modern sağlık hizmetine ulaşım, kapitalist tüketim imkânları, kişisel gelişim gibi modern kalkınma getirilerinin, ekonomik iyileşme ile demokratikleştiği, toplumun birçok katmanına yayıldığı bir dönem oldu. Anadolu’nun hemen her bölgesinde gerçekleşen toplu konut projeleri şehir tipi yaşamı oralara getirirken, alışveriş merkezleri, şehir hastaneleri, sosyalleşme alanları ve sanayileşmeyle gelen iş imkânları metropol veya büyükşehir tanımını İstanbul, Ankara ve İzmir’e özel olmaktan çıkardı.

2.366
Sinema Salonu Sayısı
(2022)
35.754.644
Seyirci Sayısı
(2022)
Toplumsal Göstergeler 2022
Okuryazar Sayısı 76.593.361
Okuryazar Oranı %97,6
Ortalama Eğitim Süresi 9,2 Yıl
Halk Kütüphaneleri Toplam Kitap Sayısı 23.091.168
Sinema Salonu Sayısı 2.366
Seyirci Sayısı 35.754.644
Tiyatro Salonu Sayısı 817
Seyirci Sayısı 5.451.627
Opera ve Balo Salonu Sayısı 14
Toplumsal Göstergeler 2021
Toplam Eğitim Harcaması 344,3 milyar TL
Eğitim Harcamalarının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla İçindeki Payı %4,8
Öğrenci Başına Yapılan Toplam Eğitim Harcaması 15.500 TL
Toplam Hastane Sayısı 1.547
Müze Sayısı 519
Ziyaretçi Sayısı 23.245.317
Turn your mobile phone
to vertical view
for a better experience.