geleceğe bakış

100 yıllık köklü bir geçmişi, daha ileri, daha gelişmiş, daha zenginleşmiş ve daha aydınlık yarınlara taşımaya devam eden Türkiye Cumhuriyeti, dünya çapında elde ettiği başarılarla adından söz ettirmeye ikinci yüzyılında da devam ediyor. Gelecek hedeflerine birer birer ulaşmayı sürdüren Türkiye, spordan sanata, enerjiden yatırıma, ekonomiden eğitime, sanayiden tarıma kadar tüm alanlarda emin adımlarla ilerliyor.

Türkiye, stratejik konumu, güçlü nüfusu ve ekonomik potansiyeli ile dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Türkiye, ekonomik büyümeyi sürdürmek, teknolojik altyapısını güçlendirmek ve sosyal hizmetlerdeki kaliteyi artırma hedefiyle her alanda çalışmalarını sürdürürken, tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde daha fazla rekabet ve verimlilik elde etmeyi amaçlıyor. Aynı zamanda, yenilenebilir enerji ve çevre koruma alanlarında sürdürülebilirlik hedeflerini yakalamaya odaklanıyor.

Türkiye’nin diğer önemli hedeflerinden biri de eğitim ve sağlık hizmetlerini geliştirmek ve toplumsal refahı daha da artırmaktır. Bilim ve teknolojideki ilerlemeleri teşvik ederek, inovasyonu destekleyerek, girişimciliği teşvik ederek, genç nüfusu yetenekli ve rekabetçi bireyler olarak yetiştirmek isteyen Türkiye, dış ilişkilerdeki diplomasiyi güçlendirmeyi ve uluslararası arenada daha etkili bir oyuncu olmayı hedefliyor.
Bu hedefler, Türkiye'nin ulusal kalkınma planlarının temelini oluşturuyor ve ülke, gelecekte daha istikrarlı ve refah bir toplum olmayı amaçlıyor.

81
İl
922
İlçe
1.391
Belediye
18.293
Köy

Büyüme
Türkiye’nin ikinci yüzyılı büyüme hedefleri arasında, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı gözeten, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik büyüme yer alıyor. Bu çerçevede serbest piyasa ve rekabet ortamında verimliliğin artırılması, makroekonomik dengeleri gözeten ve yapısal reformlarla desteklenen şeffaf, tutarlı, öngörülebilir ve uluslararası normlara uygun bir yönetim yaklaşımı hedefleniyor.

İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi için çalışmalara devam edilecek, yüksek katma değerli ihracat odaklı büyüme politikası izlenecek, teknolojik altyapı, insani sermaye, girişimcilik, araştırma, yenilikçilik ve tasarım kapasitesi güçlendirilerek sanayide teknolojik dönüşümü sağlamaya yönelik politikalar hayata geçirilecektir.

Afetlere, özellikle depreme karşı yatay mimari ve düşük yoğunluklu kentleşme özendirilecek, nüfusun ve üretim faktörlerinin afet riski yüksek alanlarda yoğunlaşması önlenecektir. Türkiye büyüme hedefleri ışığında yıllık ortalama %4,5 büyüme oranına ulaşılması ve kişi başına düşen milli gelirde orta-üst gelir grubundan üst gelir grubuna yükselmesi hedefleniyor.

Ekonomi
2053 vizyonu çerçevesinde Türkiye, küresel ölçekte rekabetçiliği, yenilikçiliği teşvik eden yapısal dönüşümler gerçekleştirmeyi hedefliyor. Türkiye'nin 2053'te dünyada ilk 10 ekonomi, satın alma gücü paritesine göre ise dünyada ilk 5 ekonomi arasında yer alması hedeflenirken, markalaşma da desteklenerek dünyanın en değerli 100 markası arasında en az 5 markaya sahip olmak amaçlanıyor. Bunun yanı sıra 2053 yılında küresel ekonomiden alınan payın da %2'nin üzerine çıkması ve hizmet ticaretini de dahil edildiğinde bu oranın daha da yükselmesi Türkiye ekonomik hedefleri arasında yer alıyor.

Sermaye Piyasası
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), 2026 hedeflerini belirlerken sermaye piyasalarının güçlendirilmesine büyük önem veriyor. Bu hedefler, sermaye piyasalarının arz ve talep yönlerini geliştirmeyi, güveni ve etkinliği artırmayı amaçlıyor. Ayrıca, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi de öncelikli hedefler arasında yer alıyor.

Dijitalleşme, sermaye piyasalarının geleceği için büyük öneme sahiptir. Bu nedenle düzenlemelerin ve uygulamaların teknolojik gelişmelerle uyumlu hale getirilmesi hedefleniyor. Bu hedeflerin başarıyla gerçekleştirilmesi, Türkiye'nin sermaye piyasalarının güçlenmesini ve daha rekabetçi hale gelmesini sağlayacak, yatırımcıların ve şirketlerin bu pazardan en iyi şekilde faydalanmasına olanak tanıyarak ekonomik büyümeye katkı sunacaktır.

Türkiye'nin 2053 vizyonu, "Türkiye Yüzyılı'nda çevreye duyarlı, afetlere dayanıklı, ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değer üreten, geliri adil paylaşan, istikrarlı, güçlü ve müreffeh bir Türkiye" olarak açıklandı.

Yenilenebilir Enerji
Türkiye, enerji ihtiyacını karşılamak ve çevre dostu bir enerji politikası yürütmek amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına büyük bir önem veriyor. Ülke, rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, hidroelektrik enerji, biyokütle enerjisi ve jeotermal enerji gibi çeşitli yenilenebilir kaynaklara sahip olması nedeniyle bu alanda büyük bir potansiyele sahiptir. Türkiye'nin yenilenebilir enerji kapasitesinin 2027 yılına kadar %64 büyümesi ve 90 GW’a yükselmesi öngörülüyor. Toplam kapasite artışında %49 ile güneş enerjisi başı çekerken, rüzgâr enerjisinin bu artışın %24'ünü oluşturacağı bekleniyor. Bu iki alan dışında Türkiye’deki jeotermal enerji büyüme oranında da artış hedefleniyor. Bu büyüme sayesinde Avrupa’da yenilenebilir enerjide dördüncü büyük piyasa haline gelecek olan Türkiye, dünyada da ilk 10’a girmiş olacaktır.

Yeşil Dönüşüm
Tüm dünyanın en önemli sorunu olan iklim değişikliği, düşük karbon ekonomisine geçişi küresel ölçekte kaçınılmaz kılıyor. Avrupa Birliği (AB), Türkiye'nin en büyük ihracat pazarlarından biri olup, bu bölgeyle olan ekonomik ilişkiler Türkiye için büyük önem taşıyor. Son yıllarda küresel enerji krizi, AB'nin önceliklerini değiştirmesine neden oldu ve yeşil dönüşüm politikalarına daha fazla odaklanıldı. AB'nin 2053 net sıfır emisyon hedefi, iklim değişikliğiyle mücadelede büyük bir yapısal dönüşümü öngörüyor. Bu, sadece çevreyi korumakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma amacını da taşıyor.

Bu yapısal dönüşümün, sürdürülebilir bir ekonomiye ulaşma hedefi doğrultusunda büyük öneme sahip olduğu açıktır. Yeşil dönüşüm politikaları, sıfır emisyonlu, kaynak verimli ve rekabetçi bir ekonominin temellerini atmaya yönelik adımları içeriyor. Bu, enerji üretiminden sanayiye, ulaşımdan tarıma kadar birçok sektörü kapsıyor.

AB ile olan ticari ilişkiler göz önüne alındığında, Türkiye'nin bu yeşil dönüşüm sürecine uyum sağlaması ve sürdürülebilir ürün ve hizmetler sunması önemlidir. İklim değişikliğiyle mücadele, sadece çevre açısından değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal açıdan da büyük fırsatlar sunabilir. Türkiye, bu dönüşümü başarıyla yönlendirerek hem AB pazarındaki payını artırabilir hem de sürdürülebilir kalkınmanın hedeflerine katkı sağlayabilir. Türkiye, Yeşil Dönüşüm için verimliliği artıran, sera gazı emisyonunu sınırlayan, dönüştürücü nitelikli, katma değeri yüksek birbirinden önemli politika ve hedefleri uygulamaya koyuyor.

Turizm
Geçmişten bugüne doğusundan batısına kadar her noktası ayrı birer turizm bölgesi olan Türkiye, gelecekte bu ilgiyi daha da yukarılara taşımak hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. 2023 yılında turizm hedeflerini 60 milyon turist ve 56 milyar ABD doları gelir olarak ilan eden Türkiye, yaşanmış olan depremler ve seçim sürecine rağmen hedeflerine ulaştı. Turizmde 2028'te ise 90 milyon turist ve 100 milyar ABD dolar gelir hedefiyle yola devam ediliyor. Bu hedeflere giden yolda en önemli konuların başında ürün çeşitliliği geliyor. Bu kapsamda, Michelin Rehberi’ne dahil edilen İstanbul’un, “Gastro City” unvanı da tescillendi. Gelecek hedeflerinden bir diğeri de İstanbul dışında Türkiye’den birkaç destinasyonu daha rehbere eklemek olarak belirlendi. Ayrıca turizm sektöründe hizmet veren tüm tesislerin 2030 yılına kadar “Sürdürülebilir Turizm Sertifikası” alması sağlanmış olacaktır.

Turn your mobile phone
to vertical view
for a better experience.